Maç öncesi puan durumuna baktığımızda karşılaşmanın Athletic ve Villarreal'in Avrupa Ligi yolunu etkileyecek önemde olduğu görülüyordu. Villarreal bu sezon El Madrigal'de kendisini favori gösterecek sonuçları alamasa da 33 puanla 7. sırada bulunan Athletic'le puan farkını azaltma şansı maça farklı bir motivasyonla çıkmalarına etken oldu doğal olarak. Geçtiğimiz hafta Villarreal çok iyi oynadığı karşılaşmada fırsatları değerlendiremediği için Mallorca deplasmanından 1-0 yenik ayrıldı. Bilbao ise sonuncu Xerez'i San Mames'te zor geçen bir maç sonunda 3-2 yenerek olumsuz sinyaller vermişti.
Maça gelirsek, ilk yarıda erken gelen gol Villarreal'in yapmak istediğini gösterdi aslında. Fuster'in defansın arasına bıraktığı topu alan Capdevila güzel bir vuruşla topu ağlara gönderdi. Capdevila attığı golün dışında da oldukça etkiliydi ilk yarıda. Sol bekten çok sol açık gibi oynadı diyebiliriz. Onun bu performansı İraloa'nın ilk yarı boyunca bindirme yapamamasına neden oldu. Godin bu nedenle sol tarafı da rahat idare etti.
Athletic tarafına baktığımızda ise Caparros'un ileride tek santrafor olarak görev verdiği Llorente rakip savunmayla tek başına boğuştu. Llorente etkili olabileceği topları alamayınca zaman zaman orta sahaya kadar geldi top almak için. Athletic ilk yarı boyunca tıpkı Villarreal gibi sol kanadı kullandı. Atak girişimleri sonuçsuz kalsa da Gabilondo'nun beklenmeyen bir anda çıkardığı süper şut maça eşitliği getirdi.
Maçın kırılma noktalarından biri de Nilmar'ın 45. dakikada gelen golüydü şüphesiz. 3 Athletic'li futbolcu arasından araya atılan topla kaleci Iraizoz'la karşı karşıya kalan Nilmar pozisyonu değerlendirdi ve üstünlük sayısını kaydetti. Bu gol sayesinde Villarreal ikinci yarıya daha kontrollü, skoru korumaya yönelik bir anlayışla çıktı.
İkinci yarıda ise Athletic sağ kanadı kullanmayı tercih etti. Capdevilla'nın etkili bindirmeleri üzerine o bölgeye Susaeta'yı da alan Caparros, sağ kanadı etkili kullanarak Capdevilla'nın çıkmasını da engellemek istemiş olabilir. Beraberlik golünün gelmemesi üzerine Muniain ve Toquero'yu da oyuna aldı Caparros. Bu değişikliklere rağmen Athletic bir türlü organize olarak gelemedi Villarreal kalesine. 88. dakikada Muniain kendi çabasıyla penaltı yaptırsa da Iraola penaltıyı kaçırdı. Penaltı golle sonuçlansa maç 2-2 bitecek ve olaylar çıkmayacaktı belkide.
Kaçan penaltı sonrası maç birden başka bir şekle büründü. Önce Javi Martinez ve Godin kırmızı kart gördü. Martinez sarı kartla cezalandırılabilirdi. Kırmızı kart ağır bir karar oldu bana göre. Godin ise yerde kıvranırken Martinez'e atmaya çalıştığı tekmeyle kırmızı kartı haketti. Godin soyunma odasına doğru giderken Caparros'a bir şeyler söylemiş olacak ki Caparros çıldırdı. Bunu üzerine hakem Caparros'u da attı. Bu sırada tribünler ile Athletic yedek kulübesi arasında da gerginlik yaşandı. 7 dakika verilen uzatma dakikalarında da Orbaiz Ruben'in saçını çekti ve Athletic'i sahada 9 kişi bıraktı.
Athletic Bilbao'nun istikrarsız performansı devam ediyor. Kalan 16 maçın 9'unu San Mames'te oynayağız. Caparros istikrarsız gidişi durduramaz, bu avantaj iyi değerlendirilmesse Avrupa Ligi zor bir hedef haline gelecek. Maç sonunda kaybedilen önemli bir 3 puanın yanında eksikler listesine kırmızı kart gören Javi Martinez ve Orbaiz de eklenmiş oldu. Önümüzdeki hafta San Mames'te oynanacak Tenerife maçı çok önemli hale geldi böylece. Sevilla deplasmanı öncesi Javi Martinez cezasını bitirecektir fakat Orbaiz ve Caparros'a verilecek cezayı kestirmek güç. Yeste'nin yokluğu takımın üretkenliğini etkiliyor büyük ölçüde. Umarım bir an önce döner takıma. Bu mağlubiyetin getirdiği moral bozukluğu da hemen atlatılmalı. Hafta içinde Anderlecth karşısında San Mames'te avantajlı bir skor yakalamak gerekiyor.